...:: bu sitede yer alan yazılar bilgilendirme amaçlıdır, doktor tavsiyesi yerine geçmez ::...
Hipnoz, indüksiyon adı verilen aşamalı olarak gelişen bir zihinsel ve bedensel gevşeme sürecinin ardından çevre farkındalığının azaldığı ve bilinç dışına odaklanmanın gerçekleştiği farklı bir bilinç seviyesi halidir.
Beyinde alfa dalgalarının hakim olduğu uyku ile uyanıklık arasında yer alan ve odaklanılan konuda zihnin çok açıklık kazandığı bu farklı algı düzeyi tam bir konsantre olmuşluk halidir. Hipnoz bir uyku hali olmadığı gibi uyanıklık hali de diyemeyeceğimiz, dikkatin seçici olarak bir noktada toplandığı tam manasıyla kişinin kendi içsel gerçeğine yaptığı bir yolculuktur.Hipnozun nasıl bir duygu olduğunu tarif etmek gerekirse sabahleyin çalar saatin sesiyle uykudan uyandığınız ilk anda gözlerinizi açtığınızda işe gideceğinizi farkında olacak derecede beyninizin uyanık olduğu ama vücudunuzun neredeyse hala uykudaymış gibi çok gevşek ve dingin olduğu bir durumdur. Bilinç, hipnoz sırasında kaybolmazken tam tersine yüksek bir algılama kapasitesi ile zihnin farklı katmanlarında dolaşır. İmgeleme denen bir çeşit hayal kurmaya benzeyen yöntem ile hipnoz yapılan kişinin trans altında iken , hedeflenen konunun imgesinin ( hayali görüntüsünün )zihninde canlandırması yolu ile Kişi kendi bilinç dışı zihninde bireysel bir yolculuk başlatır. Hastaların hipnoz altında sıkıntı verici yoğun duygularını boşaltarak rahatlama elde etmesi mümkün olabilmektedir. Arıtma anlamına de gelen bu yönteme tıpta "katharsis" (catharsis) denmektedir.
HİPNOZUN TARİHÇESİ
Hipnoz eski bir terapi sanatıdır. Hypnosis ismi mitolojiden kaynak almaktadır. Yunan mitolojisine göre hypnosis,Nyks(gece)'in oğludur. Morfeus (rüyalar tanrısı) ise Hypnose'un 3000 çocuğundan biridir. Hypnos da uyku ve düş tanrılarının tümü gibi kanatlıdır. Hypnos,mitolojide yorgun insanların anılarına sihirli değneği ile değmek, karanlık kanatları ile yelpazelemek ya da bir boynuzdan, kişilerin üzerine uyku verici bir madde dökerek onlara uyku vermektedir.
Mitolojik kaynaklara göre hypnosis karaları ve denizleri hızla aşan ve canlıları uyutan kanatlı bir varlık olarak tasvir edilir. Efsaneye göre Endymion'a aşık olan Hypnos ona gözleri açık uyuyabilme yeteneğini vermişti, çünkü sürekli olarak sevgilisinin gözlerine bakmak istemektedir.
Hypnosis = HİPNOZ adını ilk kullanan hekim İngiliz Dr.Braid ‘dir . Dr.Braid transa giren kişinin dışarıdan görüntüsünü "uyku hali''ne benzettiğinden bu adı vermiştir.
Hipnozu ilk kez Avusturyalı hekim Franz Anton Mesmer (1734 - 1815) kullanmıştır. Bilimsel hipnozun başlangıcı olarak Mesmer'in "Yıldızların İnsan Vücudu Üzerindeki Etkileri" adlı tezinin tarihi olan 1765 senesi kabul edilir. 19. yüzyıl sonunda Liebault ve Bernheim adlı iki hekim Nancy'de histeri ve hipnoz arasındaki ilişkileri inceleyerek histerinin hipnoz altında telkinle ortadan kaldırılabileceğini bulmuşlardır. 1880 yılında Fransız Nörolog Jean Martin Charcot da hipnozla ilgilendi ve çalışmaları sayesinde hipnozun normal bir psikolojik hadise olduğu anlaşıldı. Hipnoz modern tıbbi anlamda ilk kez Jean M. Charcot tarafından 1882 ‘de Fransız Bilimler Akademisinde yaptığı bilimsel bir sunum ile dünyaya tanıtılmıştır. Onun öğrencisi olan Pierre Janet ise, hipnoz ile çoğul kişilik vakalarının terapisindeki başarısı ile psikiyatri dünyasına adını altın harflerle yazdırmıştır. Bugünkü psikoanaliz ve psikoterapi alanlarındaki büyük değişimlere neden olacak büyük buluşma Sigmund Freud'un Charcot ile tanışması ile başladı. Sigmund Freud 1886 yılına kadar Charcot ile çalışan Freud Viyana'ya döndü ve 1887 yılına kadar hipnoz ve histeri üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde psikoanalizin temellerini attı.
İMGELEME (CANLI İMAJİNİZASYON )
İmgeleme, somut bir nesneyi zihinde canlandırmaktır Kişilerin imgeleme yeteneğinin ve görsel canlandırmalarının olmasının hipnozun doğal akışının neticesi ve ayrıca hipnoz olabilme ve hipnoza yatkınlığın temel bir niteliği olduğu düşünülmektedir (Sheehan, 1979; Lynn & Rhue, 1987 yaptıkları çalışmalarda bu konuyla ilgili detayları yansıtmışlardır). Hipnozda dikkatin içsel bilişsel odaklanması ve muhakemesel düşünmenin ertelenmesi sonucunda sujede (hipnoza alınan kişide ) odaklanılan konuda yüksek bir algı canlılığının yanı sıra gene odaklanılan konuya ilişik yüksek bir gerçekliğe ulaşılmış şekilde algılanır ve buna yönelik tepki gelişir.
İmgeleme yeteneği herkezde benzer şekilde bulunmakla beraber kişiden kişiye bazı farklılıklar olabilir.Hipnoz halindeki hastaların bazıları gördükleri durum ve nesneleri olduğu gibi tüm ayrıntılarıyla zihinlerinde canlandırabilirler ki buna fotoğrafsı imgeleme denmektedir.
TRANS NEDİR?
Hipnotik trans, değişik hipnoz teknikleri ile kişinin zihinsel ayrışmasıdır. Buna disosiasyon denir. Hafif, orta ve derin olmak üzere 3 aşamadır. Hipnotik transın derin kısmında hipnotik fenomenler dediğimiz özel bulgular ortaya çıkar.
Hipnoz sırasında çevreden gelen uyaranlardan geçici olarak kopulduğu ancak telkin alabilecek düzeyde kalındığı ,bedenin tamamen gevşemiş olduğu bilinir.İçsel verilere odaklanılarak yeni bir farkındalık boyutunda kişinin kendini keşfetmesi ihtiyaç duyduğu konularda (olumsuz kişisel kalıplar ,zararlı alışkanlıklar gibi ) telkinlere çok açık hale gelip kolaylıkla telkin alabildiği bu hale trans hali diyoruz. Söz konusu trans hali içinde iken dikkatimizi odakladığımız problem yada konu dışında dışarıdan gelen uyaranların ,içerden ise kendi beş duyumuzdan gelebilecek duyulara olan algı ve farkındalık da büyük oranda azalır.Örnek vermek gerekirse günlük yaşamda da trans halinin söz konusu olduğu bir çok durumu farkına bile varmadan defalarca deneyimleriz. örnek vermek gerekirse araba kullanırken dalgınca, kafamız düşüncelerle fazlasıyla meşgulken varacağımız yere nasıl ulaştığımızı neredeyse bilmeden yolun sonuna geldiğinizi hiç deneyimlediniz mi ? Yada farklı bir bilinç seviyesinde bilinç altı zihnin kontrolü ele aldığı bir durum yaşanmıştır ,bazen çok ilgi çekici bir kitabı okurken ,bazende bir televizyon programını seyrederken öylesine dalarız ki , çevrede olan bitenlerden ,konuşulanlardan ,çalan telefonlardan bütünüyle koptuğumuz ve kendi içimize döndüğümüz anlar ki bu anlar, aslında fark etmeden yaşadığımız birer trans deneyimidir.
TELKİN NEDİR ?
Telkin bir kişiye veya topluluğa bir duyguyu veya düşünceyi belli bir hedefe yönelik olarak benimsetmek maksadıyla iletmektir. Bu bilinç dışı bir süreçtir ve bu vasıta ile, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi , yeni ve doğru düşünme ve davranma şeklinin benimsetilmesinde çok etkindir. Telkin olumlu şekilde yapılabildiği gibi olumsuz da olabilir. telkin olumlu mesajlar içermeli, uyum içerisinde ilgi ve dikkatin toplandığı bir anda verilmelidir. Anne ve babaların hemen tüm sözleri çocuklarına verdikleri mesajlar farkında olmadıkları derecede etkin gerçek telkinlerdir. Bu nedenle ebeveynler çocuklarıyla olabildiğince olumlu ve motive edici telkinler içeren konuşmalar yapmalıdırlar. Hipnoz esnasında trans altında telkin yoluyla gerçekte yapılmak istenipte yapılamayan şeylerin bilinçaltı gerekli biçimde etkilenerek, davranışların gene amaca hizmet edecek şekilde değiştirilmesiyle başarılı olunamayan konuların başarılabilir hale getirilmesine yönelik telkin verilmesi mümkündür ( okul başarıları için etkin ders çalışma,sınav heyecanı gibi konularda )Diğer taraftan davranışlarımızı etkileyen bilinçaltımızın şekillenmesi büyük oranda geçmişimize çocukluğumuzdan bu yana deneyimlediğimiz tüm yaşantılarımıza dayanmaktadır. Doğduğumuz andan itibaren bize söylenen her sözcük doğrudan bilinçaltına gitmektedir. Yaşanılan deneyimlerin özellikle olumsuz olanlarının daha derin izler bırakarak bu günkü hayatımıza negatif ket vurmaları söz konusu olabilmektedir. Bunların belirlenmesi , olumlu telkinlerle yeni ve doğru davranış kalıplarının öğretilmesi söz konusu olabilmektedir. Verilecek telkinler transın derinliğinden bağımsızdır.
HİPNOZ HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER ?
Hastalarda genellikle hipnoz sırasında kontrolün kaybedilmesi, iradenin teslim edilmesi ile ilgili kaygı duyabilir. Oysa bilinmesi gereken gerçekte hipnoz olan kişinin kendi özgür iradesini kaybetmediğidir ,hipnoz altındayken kişinin değerlerine ve etik yapısına ters gelecek hiçbir şey aptırılamaz.kişi konuşulanları hatırlar. Benzer şekilde, kişinin isteği dışında herhangi bir şeyi açıklatılamaz. Hipnoz ancak hastanın özgür iradesiyle kabul etmesi ve onaylanması haline hipnozitörün yardımı ve rehberliğiyle yaşatılacak bir teröpatik süreçtir.
KİMLERE HİPNOZ YAPILAMAZ ?
Zeka düşüklüğü ,odaklanma ve konsantrasyon elde etme konusunda organik yada psikolojik engeli bulunanlar,bunama gibi problemi olan hastalar da uygulanması mümkün olmaz.
ZİHİNİN ÖZELLİKLERİ
Zihnimiz bilinçli ve bilinçsiz olarak farklı işlevsel alanlara sahiptir. Neredeyse zihinsel yaşamın %90'ına yakını bilinçdışıdır. Zihin bir denize benzetilecek olursa suların yüzeyel kısımları bilinci oluştururken derinlerdeki sular bilinç dışına tekabül eder. Hipnoz esnasında bilinçli zihin kendi bilinç dışı ile bağlantılandığı müstesna anlardandır.
BİLİNÇLİ ZİHİN NASIL ÇALIŞIR?
Konuşurken ,düşünürken ,muhasebe yaparken,problem çözerken, okurken, anlarken aktif olan zihindir ve dış dünyaya yönelik çalışır uykuda devre dışı kalır.
BİLİNÇ DIŞI ZİHİN NASIL ÇALIŞIR?
Bilinen odur ki insanda ruhsal bir hayal gücü vardır ve bu güç vasıtasıyla bilinç dışı zihinin hastalıkları oluşturabilmesine sebep olabilmektedir öte yandan var olan rahatsızlıkları ve semptomlarını da ortadan kaldırabilmektedir.
Dış dünyadan ve vücuttan gelen sinyallere anlam yükleyen, onları nasıl algılayacağınız konusunda etkin rol oynayan ve vereceğiniz tepkiyi belirleyen bilinç altı alandır. Bilinçdışı kendisine gönderilen her şeyi olduğu gibi yargılamadan kabul eder ve akıl yürütmez.İyi yada kötü, mutsuz veya acı dolu deneyimler, motive edici yada ket vurucu tüm anı ve telkinleri saklar ve hayal ile gerçeği ayırt edemez.
Bilinç altı ,duygularımızı ,sezgilerimizi ,anılarımızı ,kendi hakkımızdaki söze dökülemeyen kabullerimizi , gene kendi hakkımızdaki zihin gerisindeki tasarımızı ve de tüm doğumumuz dan itibaren yaşantıladığımız deneyimlerimizi duygularımızla bağlantılı olarak saklar. Otonomsinir sistemiyle de bütünüyle ilgili idare alanıdır. İbn-i Sina nın şu sözleri bu konuda çok anlamlı ve aydınlatıcı gözükmektedir ‘Beden esas yönetici değildir ve ruhsal hayal gücünün emirlerine itaat etmek zorundadır" Kişinin kendi içsel kaynaklarını harekete geçirerek ,iyileştirici gücünü ortaya koymak adına var olan bilinç dışı engelleri hipnoz vasıtasıyla ortadan kalkarsa iyileşme adına mühim bir adım atılmış olur.
Bu sayede, uykusuzluk, sindirim sistemi problemleri ,psikolojik nedenlerle tetiklenen migren, sigara bağımlılığı gibi hastalıkların terapileri yapıldığı gibi, zayıflama, çocuklarda gece işemeleri , tırnak yeme gibi alışkanlıklar , okul da derse ilgi düşüklüğü ve odaklanma sorunları , sınav performansında düşüklük ve sınav heyecanını tolere edememe halleri ve buna benzer psikolojik kaynaklı şikayetler hipnozla çözülebilmektedir. Hipnozla, kişinin duygularının farkına varmasını sağlayarak bu duyguların nedenleri ,sorunların başlama sebepleri ve çözümleri araştırılabilir.
ZAYIFLAMADA HİPNOZ UN NASIL BİR YARARI OLUR?
Zayıflama için Akupunktur uygulanan ve beslenmesi düzenlenen hastalara hipnoz da uygulanması hekim tarafından gerekli görülürse yarar sağlayabilir. Kişinin dikkat çeken aşırı gıda tüketme nedenleri şayet gerektiriyorsa destek olması maksadıyla ve olumsuz alışkanlıklarını değiştirilmesi , aşırı yemelerinin sebeplerinin gözden geçirilmesi bakımından terapinin hipnozla güçlendirilmesi de hasta için uygun bir seçenek olabilir.
Hipnoz vasıtasıyla kişi kendi yeme problemlerinin nedenlerini keşfeder ve çözümü de kendisi farkeder. Sorunun temel nedenini bulduktan sonra verilen telkinlerle kişinin yemekle ilgili duyguları olabildiğince değiştirilerek, yeni sağlıklı bir bakış açısı ve beslenme davranışı, bilinçdışına yerleştirilir. Yemek yemesinin altındaki duyguları (kızgınlık, güvensizlik, yalnızlık) tespit edilip bu duygular boşaltıldığı zaman , artık birine kızdığında, kendini yalnız hissettiğinde ya da çok sıkıldığında kişi eskisi kadar yemek yemeğe ihtiyaç duymayabilir bu duygulanımların varlığında yemek yerine başka bir davranışa yönelmesi telkin edilebilir. Verilen telkinlerin de yardımıyla yeni bir beslenme alışkanlığına yönelme ,daha çok su içme gibi sağlıklı alışkanlıklar bilinçdışına yerleştirilebilir. Yeme davranışı bozuklukları daha güçlü psikolojik sorunlara ve bazı kişilik bozukluklarına bağlı olabilir.Bu durumda da da hastaların psikoterapi desteği almaları için ilgili birimlere yönlendirilmesi uygun olur.
HİPNOZ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
Bireysel hipnoz: Bir kişinin hipnoz edilmesidir.
Grup hipnozu: Birden çok kişinin aynı anda birlikte hipnotize edilmesidir. Otohipnoz: Kişinin bir başkasına ihtiyaç duymaksızın kendi kendini hipnotize etmesidir. Yol hipnozu: Özellikle uzun ve düz yolda otomobil kullanan sürücülerin yol hipnozuna girdikleri bilinir. Aşırı yorgunluk, uykusuzluk, sessizlik, trafiğin serbest ve rahat oluşu yol hipnozunun meydana gelmesini kolaylaştırır. Kollektif hipnoz: Kalabalık sayılabilecek insan grubunun topluca hipnoz edilmesidir. Grup hipnozundan farkı, hipnotize olan insanların sayıca farklı oluşudur.
Analitik hipnoz: Hastanın oluşan probleminin temel noktalarını saptamak için yapılan kişinin terapi edilmesini de mümkün kılan , regresyonun(geçmişe döndürmenin) kullanıldığı bir yöntemdir.Kişinin doğumu itibarıyla tüm yaşantıları,anılarına ulaşılması söz konusu olabilir.
HİPNOZUN DERECELERİ NELERDİR?
Hafif Trans hali : Hipnozun başlangıç aşamsında gelişir. Hafif bir gevşeme durumudur. Hipnoza alınan kişinin gözleri kapalı olduğu halde göz kapaklarında titremeler meydana gelir.Kişinin bu esnada zihinsel faaliyetlerinde zayıflama, kol ve bacaklarda ağırlaşma, fizyolojik faaliyetlerde yavaşlama görülür. Bütün bunlara rağmen hafif bir hipnoz hali gerçekleşir.
Orta Trans hali : Bu safhada hipnoz hali net olarak gelişir.hipnoz olan kişi hipnozitörün sesine tam olarak bağlanır.Etraftaki sesleri duymaya bilir.Duygular hipnozun bu safhasında kesinlik kazanır, kişi telkine tamamem hazırdır.
Tam ve Derin Trans hali: Tam ve derin transta, trans hali bozulmaksızın sujenin (hipnoz yapılan kişinin ) gözleri açtırılabilir. Deneğin gözleri açık olmasına rağmen, donuktur. Ortamdaki seslerin hemen hiçbirini duymaz. Kendisine hipnotizörün verdiği şekli aynen, muhafaza eder. Sujenin gözlerinin bakışı sabittir. Tam bir uyuşukluk hali bütün vücuda yayılmıştır. Bu safhada denek üzerinde çeşitli testler rahatlıkla yapılabilir.
Somnambuluzim hali: hipnoza alınan kişinin tamamen kontrol altında olduğu ve her türlü terapinin yapılabilecegi bir durum söz konusudur.Her hastada bu seviyede bir durum söz konusu olamayabilir,ancak hastaları yüzde 20-30 unda rastlanabilen bir durumdur.
25 Kasım 2016, Cuma
Candida Albicans mantarı, karşılaştığımız hastalıkların çoğunun nedeni olabiliyor. Peki bu mantar ile ilgili neler biliyorsunuz?
"Yasal Uyarı : Dr. Meltem KARACA resmi web sitesidir. Tüm hakları saklıdır. İzinsiz içeriklerin kopyalanması veya alıntı yapılması yasaktır.
21.06.1976 Aydın Söke’de doğdu.1999 yılında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2015 A.Ö.F Sağlık Kurumları İşletmeciliği okudu.
FSM Bulvarı Fethiye Mah. Bulvar İş Mrk.
No:199 K:2 D:13 Nilüfer / BURSA
Tel : 0224 242 82 22 - Gsm : 0535 823 04 22
Tüm Hakları Saklıdır.
Copyright © 2024 Dr. Meltem KARACA
Sitemap | Tasarım : interbim.com